8 Kasım 2015 Pazar

18 Aralık 2012 Salı

Resimsiz yazı

Bu yazı blogger resimli son yazılar eklentisinin yazıda resim olmadığında nasıl bir görsel eklediğini test etmek için yazılmıştır. Eklentiye yukarıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Bu cuma mübarek Ramazan ayının ilk günü


Üç ayların yaklaşması ile birlikte manevi duyguların yoğunlaştığını hissedebiliyoruz. Peki bu üç ayları ne kadar biliyoruz?

   Kamerî ayların yedincisi; İslamî takvimin aylarından biri Muharrem ile başlayan ve Zilhicce ile sona eren Kamerî takvim aylarının yedincisi olan Receb “üç aylar”ın ilkidir.

RECEB AYI
   “Receb” kelimesi; herhangi bir şeyden korkmak, utanmak veya bir kimseyi heybetinden dolayı ululamak ve tazim etmek manalarına gelir (M.Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 18-19).

   Cahiliye devrinde Araplar, putları için bu ayda kurban keserlerdi. Araplar arasında mukaddes bilinen Receb ayı, haram aylardan (eşhur-i hurum) biridir. Diğer üç haram ay ise, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem idi. Receb ayı, birbirini takip eden aylardan hemen sonra gelmediği ve yedinci sırada olduğu için “Recebül-ferd” adı da verilmiştir.

   Haram aylarda harb etmek Araplar arasında yasak kabul edilmişti, hatta bu uygulama İslâm’ın başlangıcında da yürürlükteydi. Buna sebep, Mekkelilerin bu aylarda geçimlerini temin etmeleri, Kâbe ziyaretçilerinin emniyetinin sağlanması idi.

   Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Abdullah b. Cahş komutasında bir grup muhacir sahabiyi Kureyş kervanından haber getirmesi amacıyla Nahle’ye göndermişti. Keşif gayesiyle sefere çıkılmasına rağmen bölükte bulunanlar, müşriklerin kendilerine yaptıkları kötülükleri hatırlayarak kervana saldırdılar. Bu olayın gerçekleştiği gün Receb ayının son günü idi. Halbuki müslümanlar, Receb ayının bittiğini ve Şabana girildiğini sanıyorlardı. Kervandan iki kişiyi esir aldılar, bir kişiyi öldürdüler ve kervanı alıp Hz. Peygamber’e getirdiler. Müşrikler, Araplarca savaşmanın kesinlikle yasak olduğu Receb ayında bu hadisenin oluşunu fırsat bilerek, “Muhammed haram ayını helâl saydı” tarzındaki ifadelerle… propagandaya başladılar. İşte bu olay üzerine Bakara süresinin 217. ayeti nazil oldu: “Ey Muhammed! Sana hürmet edilen ay’ı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür! Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler” (2/217).

   Receb ay’ı, içinde iki kandil gecesi bulunması açısından da faziletli bir aydır. Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib kandilidir. İslâm âlimleri, Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu gecede Yüce Allah’ın manevi ikramlarına eriştiğini, bu sebeple şükür ve haced için namaz kıldığını bildirmektedirler. Bu gece hakkında halk arasında bilinen şekliyle, Regaib gecesi Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in anne rahmine düştüğü gecedir, tarzındaki ifade yanlış bir iddiadan ibarettir.

   Yine Receb ayının yirmi yedinci gecesi İslâm dünyasında Mirâc gecesi olarak kutlanır. Olay hakkında Kur’an-ı Kerim’de başlı başına “İsrâ” suresi indirilmiştir. Beş vakit namaz bu gecede farz kılınmış, bu gece nâzil olan Bakara suresinin son ayetleri ile müslümanların sıkıntılarının sona ereceği ve Muhammed ümmetine Allah’a ortak koşmadıkları, tevhidden ayrılmadıkları takdirde Cennete girecekleri müjdelenmiştir.



HADİS-İ ŞERİF
   Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
   “Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.” [İbni Cerir]

   “Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.” [Taberani]

   “Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.” [Ebu Davud]

(Receb ayında Allahü teâlâya çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.” [Deylemi]

   “Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.” [Deylemi]

   “Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.” [Gunye]

   “Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevab verilir.” [Miftah-ül-cennet]
   “Başında demek, ayın ilk günleri demektir. Ortası, ortadaki günlere yakın olan günler, sonu da, ayın son günleri demektir.”

   “Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.” [Ebu Ya’la]

   “Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.” [İ. Asakir]

   “Allahü teâlâ Receb ayında hasenatı kat kat eder. Bu ayda bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün tutana Cennetin 8 kapısı açılır. 10 gün tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların af oldu” der. Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı Receb’de gemiye bindirdi. O da, Receb ayını oruçlu geçirip oradakilere oruç tutmalarını emretti.” [Taberani]

   “Receb’de, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip, “Ya Rabbi, onu mağfiret et” derler.” [Ebu Muhammed]

   Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.

ŞABAN AYI
   Kamerî ayların sekizincisi.

   Ayın hareketlerine göre hesaplanan Arabî ayların ilki Muharrem, sonuncusu da Zilhiccedir. Şaban, Receb ile Ramazan ayları arasında yer alır. Şaban ayının Araplar arasındaki eski adı Azil idi.

   Araplar, Şaban ayına “şehrullâh-i muazzam”, “şehru’l-kerâme” ve “şehru’l-kasîr” de derler. Böyle demelerinin sebebi, bu ayda bostanlara çıkıp, beraberlerinde götürdükleri yemek ve diğer şeyler pişinceye kadar gezip eğlenmeyi âdet edinmeleriydi. Medineliler, bu ayın on beşinci gecesine “leyletü’l-helva” (helva gecesi) derler. Araplar, o gece evlerinde, durumlarına göre tatlılar pişirip yerler ve yedirirlerdi. Eskiden bizim toplumumuzda da, hemen her kandil gecesi bir helva gecesiydi. Fakir-zengin akrabaya, komşuya helva dağıtmak âdetti. Ülkemizin bazı yörelerinde bu âdetin günümüzde de devam ettiği görülmektedir.

   Şaban ayını önemli kılan özelliklerden biri, “şühûr-i selâse” denilen “üç aylar”ın ikincisi olmasıdır. Bilindiği gibi, üç ayların ilki Receb, üçüncüsü de Ramazandır. Şaban ayının önemli bir hususiyeti de, “Beraat gecesi”nin bu ayın on beşinci gecesine tesadüf etmesidir. Beraat gecesi, meleklerin inmesi, duaların kabul olunması, duaların geri çevrilmemesi gibi birçok fazilete sahip olduğu için, bulunduğu ayı da değerli kılmıştır (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 302).

   İbn Mâce, Şaban ayı ve özellikle Beraat gecesi hakkında rivayet edilen şu iki hadisi kaydeder:

   “Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!” (Sünen, İkâmetü’s-Salât, 191).

   “Allah Teâlâ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar” (Sünen, İkâmetü’s-Salât, 191)

HADİS-İ ŞERİFLER
   Resulullah efendimiz, Şaban ayına da çok değer verir ve “Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir” diye dua ederdi.

   Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını oruçla geçirirdi.) [Buhari]

   Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil olurlar. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesai]

  Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
   “Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.” [Tirmizi]

   “Şaban’da üç gün oruç tutana, Hak teâlâ Cennette bir yer hazırlar.” [Ey oğul ilmihali]

   Bünyesi zayıf olanın, Şabanın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.

  Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14 Şabanın bittiği günün gecesidir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
   “Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.” [İbni Mace]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]

   Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, Bilhassa ilim öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihal bilgileridir.

RAMAZAN AYI
   Kameri aylardan dokuzuncusunun ismi. Müslümanların oruç tutmakla mükellef oldukları, dinimizce yüce ve kutsal kabul edilen ay.

   Ramazan, arapça bir kelimedir. Bu mübarek ay’a Ramazan isminin verilmesindeki hikmet şöyle belirtilmiştir:
   1- Yaz sonunda, güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına “ramdâ” kelimesinden alınmıştır. Bu yağmurun yeryüzünü temizlediği gibi, Ramazan ay’ı da müminleri günah kirlerinden temizler. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s); Kim inanarak ve alacağı sevabı Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Buhârî, Savm, VI) buyurmuştur.

   2- Güneşin şiddetli hararetinden taşların yanıp kızması anlamına olan “ramad” kelimesinden alınmıştır. Böyle kızgın yerde yürüyenin ayakları yanar, zahmet ve meşakkat çeker. Bunun gibi oruç tutan kimse de açlık ve susuzluğun hararetine katlanır, meşakkat çeker, içi yanar. Kızgın yer orada yürüyenlerin ayaklarını yaktığı gibi, Ramazan da müminlerin günahlarını yakar, yok eder.

   3- Kılıcın namlusunu veya ok demirini inceltip keskinleştirmek için yalabık iki taşın arasına koyup döğmek anlamına olan “ramd” dan alınmıştır. Bu ay’a Ramazan isminin verilmesi de Arapların bu ayda silahlarını bileyip hazırladıklarından dolayıdır (bk. M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, (t.y), I, 643-4).

   Ramazan ay’ına “on bir ayın sultanı” denilmiştir. Bu ayın özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
   1- Kur’an-ı Kerim’de ismi açık olarak geçen tek ay Ramazan ayıdır.

   2- Kur’an-ı Kerim bu ay içerisinde indirilmiştir. Yüce Rabbimiz; Ramazan ay’ı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, hidayeti ve hakkı batıldan ayırmayı açıklayan Kur’an, bu ayda indirildi” (el-Bakara, 2/185) buyurmuştur.

   3- Kur’an-ı Kerim’de, “bin aydan daha hayırlı” olduğu belirtilen Kadir gecesi bu ay içerisindedir.

   4- Dinimizin beş temelinden biri olan oruç ibadeti bu ayda üzerimize farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de; “Sizden kim bu aya yetirirse oruç tutsun” (el-Bakara, 2/185) buyurulur.

HADİS-İ ŞERİFLER
   Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

   “Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir.” [Nesai]

   “Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.” [Deylemi]

   “Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

   “Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.” [Ebu Nuaym]

   “Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.” [İ.Mansur]

   “Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.” [İ.Ebiddünya]

   “İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.” [Müslim]

   “Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.” [Taberani]

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
   Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

   Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

   İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

   Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

   Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!

   Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

   Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
   “Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.” [Buhari]

   “Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.” [Nesai]

   “Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girer.” [Deylemi]

   “Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.” [Taberani]

   “Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.” [İbni Ebiddünya]

   “Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.” [Deylemi]

   “Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin!” [Buhari]

   Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi)

13 Mayıs 2010 Perşembe

Video deneme

8 Mart 2009 Pazar

Ping ile İçeriğinizi Hızlı Bir Şekilde Google’a Tanıtın

Konu Seo tekniklerinin http://www.seoteknikleri.com/iceriginizi-hizli-bir-sekilde-googlea-tanitin.html sayfasında belirtilmiş. Ama ben arşiv olarak buraya ekliyorum.



Güncel ve özgün içerikle yola çıkmış olan her web sitesinin en büyük düşmanı “içerik hırsızları” olsa gerek. Bazen saatlar boyunca emek verilen bir makalenin “RSS botlarıyla” çalınması bir kaç saniyeyi buluyor. İşte bu sebepten ötürü; içeriğimizi “içerik hırsızlarına” çaldırmamak için olabildiğince hızlı bir şekilde içeriği Google’a indexletmemiz ( tanıtmamız ) gerekiyor. İşte tam bu noktada karşımıza “Ping Servisleri” çıkıyor. Ping Servislerini açıklayarak makalemize giriş yapalım.

Öncelikle içeriğimizi Google’a tanıtmak istiyorsak “ping servislerini” kullanmamız gerekiyor. Ping servislerinin ne olduğunu açıklamak gerekirse; ping servisleri temelde büyük veri depolarıdır. Her yazı yazıldıktan sonra yazının ping ile beraber gönderilmesiyle birlikte yazıları kendi sistemlerine depolarlar. Eğer bu süreçte - ki genellikle hep oluyor - Google Bot pinglediğiniz site içerisinde ise saniyeler içinde içeriğinizin indexlenmemesi elde değil. Binevi; Google’ın indexlemesi için büyük veri havuzları oluşturuluyor. Genellikle en az PR7 olan bu ping servislerinin PageRank değerlerinin yüksekliğini düşünürsek,Google Bot’un ne kadar sıklıkla sözkonusu siteleri ziyaret edeceğini tahmin edebiliyorsunuzdu.

Elbette bu da sıklıkla suistimal edilen bir durum. Pek çok yabancı ahlaksız içerikteki site her gün milyonlarca ping atarak havuzu doldurmakta,ping sitelerinin bağlı olduğu serverların sistemlerini de-aktif etmektedir. Bu sebeple belli başlı bazı ping sistemleri daimi olarak randıman vermektedir.

Wordpress scriptlerin; Ayarlar sekmesinin yan bölümü olan “Yazma” bölümünün altına ping listesi ekleyebilirsiniz. Ayrıca RSS teknolojisiyle desteklenen diğer sistemler için Pingomatic kullanarak ping yollamanız mümkün.

Kısa ancak içerik olarak yararlı bir makalenin sonuna geldik. Aşağıda verdiğimiz listeyi kullanmanız yeterli olacaktır.

http://api.moreover.com/ping
http://api.my.yahoo.com/rss/ping
http://blogsearch.google.com/ping/RPC2
http://ping.bitacoras.com
http://ping.feedburner.com
http://ping.syndic8.com/xmlrpc.php
http://rpc.blogrolling.com/pinger/
http://rpc.icerocket.com:10080/
http://rpc.technorati.com/rpc/ping
http://rpc.weblogs.com/RPC2
http://topicexchange.com/RPC2
http://www.blogdigger.com/RPC2
http://www.blogoole.com/ping/
http://www.popdex.com/addsite.php
http://www.wasalive.com/ping/
http://www.weblogues.com/RPC/
http://api.feedster.com/ping
http://ping.amagle.com/
http://ping.blo.gs/
http://ping.rootblog.com/rpc.php
http://ping.weblogalot.com/rpc.php
http://rcs.datashed.net/RPC2/
http://rpc.blogbuzzmachine.com/RPC2
http://rpc.newsgator.com/
http://www.blogoon.net/ping/
http://www.blogsnow.com/ping
http://www.blogstreet.com/xrbin/xmlrpc.cgi
http://www.lasermemory.com/lsrpc/
http://www.newsisfree.com/RPCCloud
http://www.snipsnap.org/RPC2
http://blogsearch.google.com/ping/RPC2
http://1470.net/api/ping
http://api.feedster.com/ping
http://api.moreover.com/RPC2
http://api.moreover.com/ping
http://api.my.yahoo.com/RPC2
http://api.my.yahoo.com/rss/ping
http://bblog.com/ping.php
http://bitacoras.net/ping
http://blog.goo.ne.jp/XMLRPC
http://blogdb.jp/xmlrpc
http://blogmatcher.com/u.php
http://bulkfeeds.net/rpc
http://coreblog.org/ping/
http://mod-pubsub.org/kn_apps/blogchatt
http://www.lasermemory.com/lsrpc/
http://ping.amagle.com/
http://ping.bitacoras.com
http://ping.blo.gs/
http://ping.bloggers.jp/rpc/
http://ping.cocolog-nifty.com/xmlrpc
http://ping.blogmura.jp/rpc/
http://ping.exblog.jp/xmlrpc
http://ping.feedburner.com
http://ping.myblog.jp
http://ping.rootblog.com/rpc.php
http://ping.syndic8.com/xmlrpc.php
http://ping.weblogalot.com/rpc.php
http://ping.weblogs.se/
http://pingoat.com/goat/RPC2
http://rcs.datashed.net/RPC2/
http://rpc.blogbuzzmachine.com/RPC2

Diğer ping servislerine aşağıdan ulaşılabilir.

http://codex.wordpress.org/Update_Services